Oleg Sentsov Ukraynalı yönetmen, senaryo yazarı, yazar ve aktivist. 2014 yılında terör eylemi hazırlama davası çerçevesinde suçlanarak Simferopol’da Rusya güvenlik servisi mensupları tarafından gözaltına alındı. 5 yıllık kanunsuz hapis cezasından sonra Rus suçluların Ukraynalı savaş esirleriyle takas edilmesinin bir parçası olarak Ukrayna’ya döndü. Kaçırıldı, tutuklandı, yasadışı bir şekilde yargılandı, ancak binlerce insan gibi Rusya’nın işgali altındaki Kırım’a giremiyor.
Çekimlerden önce Oleg ile stüdyoda konuşuyoruz. İzleyicilerin dikkatini kahramana odaklamak için duvarlar, zemin ve tavan karartılmış, siyah kumaşla kapatılmıştır. Oleg, sandalyede oturuyor. Önünde bir kamera, aydınlatma. Kamera arkasında ekibimiz duruyor. Oleg’den kameraya bakmasını istiyoruz. O bakıyor ama parlak ışık gözlerini kamaştırıyor.
‘Işık, karanlıkta figürler var… Sorguya benziyor. Aslında bu lambalar artık kullanılmıyor ama bir filmde sorgu sahnesi çekilirken kullanılır. Sıcak bir sohbet ortamı yaratmak istediyseniz, başaramadınız’, diyor.
‘Affedersiniz’, diyoruz,
‘Önemli değil’
‘Kendinizi tanıtmanızı rica edebilir miyim?’
‘Benim adım Oleg Sentsov. Hapishanede de her zaman kendini tanıtıyorsun: ad, doğum yeri, dava numarası, ayakkabı numarası… Bunu günde birkaç kez söylüyorsun…’
Mayıs 2014. FSB’nin “Oleg Sentsov Grubu” olarak adlandırdığı Kırım aktivistleri iddiaya göre şehrinde patlamalar planlanlıyordu. Sahte suçlama, işkenceler sırasında elde edilen ifadelere dayanmaktaydı. İşgalci yetkililer Oleg Sentsov’u 20 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mayıs 2018’de hapisteyken Rusya’daki tüm Ukraynalı siyasi mahkumların serbest bırakılmasını talep eden Oleg süresiz bir açlık grevine başladı. Açlık grevi, hapis yönetimi Oleg’i yapay beslenmeye aktarmaya karar verene kadar 145 gün sürdü. Bu dönemde siyasi mahkumü desteklemek için dünyanın birçok şehrinde kitlesel protestolar düzenlendi. Oleg Sentsov, totaliter sisteme karşı mücadeleyi dayanıklılığıyla somutlaştırdı.
Aktif sivil duruşları nedeniyle zulme uğrayan Kremlin siyasi mahkumlarının sorunu, Rusya’nın Kırım’ı işgal ettiğinden ve 2014 Donbas savaşından bu yana önemli ölçüde arttı. O zaman Ukrayna vatandaşları “terörizm” veya “casusluk” suçlamalarıyla gözaltına alndı. İşgalin ve savaşın yedinci yılında, Ukrayna’daki siyasi mahkumlara ilişkin yasa henüz karara bağlanmadı ve Kremlin’deki mahkumları izleyen insan hakları aktivistleri ve sivil toplum kuruluşları, Rusya’nın siyasi nedenlerle hapishanelerinde tam olarak kaç kişiyi tuttuğunu söylemezler.
İnsan hakları merkezi “Memorial” Ekim 2020 itibariyle düzenlenen liste 362 kişiden oluşmaktadır.Ancak bu liste ‘önceden tamamlanmamış’ olarak adlandırıldı. Bu insanları toprak bütünlüğünde değişiklik çağrısı yapmakla (yani Kırım’ın geçici işgalini reddetmekle), terör saldırıları hazırlamakla, aşırıcılık yapmakla suçlayıp gerçek hapis cezaları veriyorlar. Kremlin, Ukrayna’ya baskı yapmak için siyasi görüşmelerde mahkumları kullanmaya çalışıyor.
Ukrayna Enstitüsü ile ortak hazırlanan “Kırım’ım” serisinde konuklar, sanal gerçeklik yardımıyla onlar için Kırım’ın önemli yerlerini gözlemleyerek vatanı olan yarımadaları hakkında düşüncelerini ve hikayelerini paylaşırlar.
Fotoğraf: Serhiy Korovaynıy
Oleg
2013-2014’teki Ukrayna Onur Devrimi sırasında Oleg Sentsov Kıyiv’e gitti ve burada Avtomaidan aktivistlerden biri oldu. Kırım’ın işgali başladığında, yarımadada mahsur kalan Ukrayna ordusuna yiyecek dağıtıyordu.
— Günümüz Rusya’nın Sovyetler Birliği’nin başka bir versiyonu olduğunu çok iyi anlıyordum. İnsanlara bir fikir, milli bir fikir veremiyordu. İnsanlar önemli bir şeyi takip etmeli. Elleriyle dokunamadıkları ama kalpleriyle hissedebilecekleri bir şey olmalı. Bunlar Maidan ile birlikte geldi ama aynı zamanda Kırım, Donbas’ın işgali ve Rusya ile olan savaş gibi yıkıcı süreçleri de sürükledi. Bu bizi böldü ama durum çok netti. Ben bu taraftayım ve öbür tarafla ortak bir şeyim yok.
Oleg Sentsov Kırım’ın bir “ada” zihniyetine sahip olduğunu yani Kırımlıların “kendi başlarına” yaşadıklarını düşünüyor. Bu özellik Ukrayna’nın iç politikasında dikkate alınması gerekiyordu.
Fotoğraf: Oleg Pereverziev
— Kırım her zaman kendini ayrı bir unsur olarak gördü. Bir yerde Ukrayna var ama sen Kırımlısın. Her zaman böyle olmuştur ve ne yazık ki bu durumu değiştirmek için hiçbir şey yapılmadı. Ukrayna Kırım için çekici değildi ve onunla birleşmedi ve bir şekilde yalnız kaldı ve çok kolay ayrıldı. Sovyet döneminden beri ve daha sonra Ukrayna devletinde ortaya konan bu sorun bağımsızlık yıllarında çözülmedi.
Oleg Sentsov Kırım işgalden kurtulması Rusaya’da devletin bölünmesine yol açacak bazı yıkıcı “tektonik” süreçlerin gerçekleşmesi şartıyla gerçekleşebileceğini düşünüyor.
Son yıllarda Rusya’daki nüfusunun özel bir kesimiyle iletişimdeydim. Orada pek çok insan Putin’i sevmiyor ve bu insanların sayısı her yıl artıyor. Ama Kırım sorunu konusunda neredeyse herkes bitaraf — “Kırım bizimdir”. Orada bu zihniyet çok güçlü; “bizimki/ ele geçireceğız/ vermeyeceğiz”. Bu çok iğrenç bir şey ama onlar öyle düşünüyorlar. Eğer Putin’den sonra iktidara gelen herhangi bir politikacı, Kırım’dan kolay vazgeçerse siyasi bir krize veya isyana mahkum olacak.
Kırım’ın Ukrayna’ya dönüşü hakkında söylenecek çok şey var ama bunun ne zaman ve nasıl olacağını hiç kimse tam olarak bilmiyor. Oleg, buna rağmen bu konuyu sürekli gündemde tutmak gerektiğini söylüyor.
— Bunu her yerde hem yurt içinde hem de yurt dışında konuşmalıyız. Bizi kandıran rejimle müzakere etmek için çaba göstermek yerine hem iade edilmesini talep etmeliyiz hem işgalden kurtulmasına yol açacak süreçler için çalışmalıyız. Ben Donbas hakkında söylüyorum, Kırım konusunda onlar asla konuşmak istemiyorlar. Donbas da benim için aynı sorun, bu da Rusya Federasyonu’nun bir saldırganlığının tezahürüdür. Onunla topraklarımız için mücadele etmeliyiz, bu kadar.
Kalbe yakın yerler. Skalıste ve Bakla.
Oleg, seyahat etmeyi sevdiği için Kırım’ın her yerine gittiğini söylüyor. Yarımadada araba sürmenin çok rahat olduğunu, örneğin Simferopol’un merkezinden Kırım’ın en uç noktasına (örneğin Kerç’e) kadar arabayla gitmek 2-2,5 saat sürdüğünü söylüyor. Ayrıca manzaralar da her zaman değişiyor. Yol boyu hem orman, hem dağ, hem deniz, hem bozkır, hem kumsal manzaralarla karşılaşabilirsiniz.
— Kırım’da bütün hayatım geçti. Orada doğdum, sadece orada yaşadım. Çok seyahat etmeme rağmen bütün çocukluğum, bütün gençliğim orada geçti. Burası çok güzel bir yer ve sonra hem Ukrayna’ya hem dünyanın farklı yerlerine çok gidip gelmeye başladığım zaman hiçbir yerin Kırım’dan daha güzel olmadığını anladım.
slayt gösterisi
En yakın anılar Oleg’in doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği Skalıste köyü ile bağlantılıdır (17 yaşında üniversiteye girdiğinde Simferopol’e gitmiştir). Skalıste Simferopol ve Bahçesaray arasındaki bir köydür (1945’e kadar Tav Badraq (Kırım Tatarca)). Su altında kalan taş ocağı, diğer adıyla Marmurove veya Mars Gölü ile meşhurdur.
— Çocukken bu ocakta çocuklarla oynardık. Sonra orayı suyla doldurdular. Bu göl çok güzeldir. Yerliler dışında suyla dordurulduğunu kimse bilmiyordu. “Bak, burası çok güzel bir yer” dediğimde, “Ama senin Skalıste’de güzel ne olabilir ki?” diyorlardı. Şimdi çok önemli bir yerdir, Kırım’ın her yerinden birçok insan orayı görmek ve yüzmek için gidiyor.
Skalıste’de kireçtaşı yatakları var ve madencilik yapan Alminskıy inşaat malzemeleri üreten fabrika var. Marmurove Gölü kireçtaşı ocağında oluştuğu için , içindeki su temiz turkuaz renginde.
— Su mavi ve çok güzeldi. Artık toprağa da çıktığı için şimdi biraz bulanık., Şimdi su seviyesi biraz daha yüksek ve bazı bitkiler ortaya çıktı, yavaş yavaş bitkilerle kapanıyor. Bu yeri tanıyorum. Benim Facebook sayfamdaki kapak fotoğrafı olarak duruyor. Çünkü bu köyümüzün yüzüdür… Bu gölden evime kadar yaklaşık beş yüz metrelik bir mesafe var yürüyerek, beş dakika sürüyor.
Bakla (ayrık)
Skalıste’den birkaç kilometre uzaklıkta Alma ve Bodrak nehirleri arasındaki Kırım Dağları’nın iç sırtının dik yamacında Bakla (ayrık) bulunuyor. 3. yüzyılın ikinci yarısında burada mağara kentinin büyüdüğü müstahkem bir yerleşim kuruldu. 1299’da şehir Altın Orda ordusunun saldırısına dayanamayarak bakıma muhtaç hale geldi. Bugün, bu mağara kalıntıları kompleksi Kırım’da tek değil, çünkü Orta Çağ’da yerleşik Kırım nüfusunun büyük bir kısmı yaylalarda yaşıyordu. Mangup-Kale, Çufut-Kale, Bakla, Eski-Kermen vb. mağara sehirleri insanlar tarafından bırakılıp daha rahat vadilere taşındığı için eski görünümlerini korumuşlardır.
Mağaralar, tahılların depolanması, sığırların bağlanması, şarap yapımı gibi yerleşim, savunma ve ekonomik amaçlar için taşa oyulmuştur. Bir tapınak ve kaya mezarlarının kalıntıları da korunmuştur.
Biz de burada arkadaşlarla ve ailemle dolaşıyorduk. Biraz uzak, yaklaşık bir saat ormanda yürümek gerekiyor ama orası çok güzel. Hafta sonu dinlemek için en uygun yerdir. Ve tabii ki burası çok güzel olduğu için gelen turistler buraya her zaman yürüyüşe gelirler
destek
Bu materyal Ukrayna Enstitüsünün katkılarıyla çevrildi.