Share this...
Facebook
Twitter

Eskiden sanayiciler ve kimyagerler şehri olarak bilinen Sievierodonetsk, sırf Azot kimya fabrikası çevresinde kurulduğundan ve onun sayesinde varlığını sürdürürken, Doğu Ukrayna’da savaşın başlaması ve fabrikanın geçici olarak kapatılmasıyla birlikte dönüştürülmek zorunda kaldı. Temmuz 2014’te şehir Rusya’nın terör örgütlerinden temizlendi. İşgal altındaki Lugansk’tan kültür kurumları, tiyatro ve filarmoni buraya taşındı, kamu kuruluşları ve gönüllü hareketi dernekleri yeniden çalışmaya başladı. Bugün, yerel aktivistler kültürel ve eğitici projeler düzenleyerek yerel sakinlerin kendilerini Ukrayna’nın bir parçası gibi hissetmeleri için ellerinden geleni yapıyorlar.

Sievierodonetsk’in endüstriyel geçmişi, ilk konulan adından kolayca izlenebilir. 1934 yılında Lısıçansk kasabası yakınlarında kentsel tipte bir yerleşim yeri olarak kurulan, 1950 yılına kadar Lıshimstroy (Lısıçansk kimya inşaatı anlamını içeriyor) olarak adlandırılmıştır. Daha sonra kentin altyapısı geliştikçe ve yeni girişimler ortaya çıkmaya başladıkça yerleşim alanları çoğalmıştır. Ocak 1950’de Lıshimstroy, şehir statüsünü kazanarak günümüzün Sievierodonetsk adını almış oldu. Mayıs 2014’ten beri Rus terör örgütlerinin kontrolü altında bulunan Sievierodonetsk, nihayet teröristlerden temizlenerek Luhansk yerine bölgenin yeni il merkezi olmuştur.

Bugün, savaş bölgesine yakın olmasına rağmen (atışlar ve patlamalar sesleri buralara hala ulaşıyor) şehrin aktif hayatı yani hem Ukrayna kültürü hem de girişimleri yeşermeye devam ediyor. Örnek olarak, yerel tiyatrolar yeni performanslarını sergilemek üzere hazırlanıyorlarken diğer yandan da sanat galerileri Ukrayna’lı ressam ve fotoğrafçıların eserlerinden oluşan sergilere kapılarını açıyorlar. Ukraynaca konuşma kulübü ve benzeri bir çok sosyal girişim bu süreçte çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

Oleksandr Moiseyenko. Demir Heykel

Tekno-sanat ustası ve gönüllü Oleksandr Moiseyenko, Sievierodonetsk’te doğup büyüdü. Makine mühendisliği okudu. Neredeyse 400 yıldır ailesinin anne tarafından tüm erkekler tamirciydi, bu yüzden de aile işine devam etmeye karar verdi. Şehir için metal heykeller yapıyor ve Ukrayna ordusunun askeri teçhizatı gönüllü olarak tamir etmesine yardım ediyor.

— Demir benim kanımdadır. Yapıtlarım benim nefesim, düşüncem, hayallerimdir. Sırf çeşitli demir ürünleri tamir etmem bana yeterli gelmiyordu. Aklıma, insanlara farklı duygular ve düşünceler aşılayabilecek bir şeyler yapabileceğim de geldi.

Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter

Oleksandr bu şehir için 30’dan fazla heykel yaptı. Her birinin kendi hikayesi vardır. Örneğin, ustanın steampunk (steampunk – bilim kurgu akımı – editörün notu) tarzında bir buhar motoru yapımı için gereken parçaların toplanması bir yıl sürdü. İşini tamamlamak ise bir ay aldı. O kadar realistik bir görünüm ortaya çıktı ki yoldan geçenler arabanın gerçek olduğuna inanıyorlar ve zaman zaman binip tur atma isteğiyle dolup taşıyorlar.

Oleksandr Moiseyenko’nun girişimi etrafında halihazırda küçük bir topluluk oluştu. Yerel aktivistler heykellerin yapılmasına ve boyanmasına, çevrenin temizlenmesine ve vandallardan korumasına yardımcı oluyor. Sanatçı, her ne kadar çok Sievierodonetsk sakininin kentsel alanın iyileştirilmesi sürecine katılsa da bu sürece dışarıdan da birçok insanın dahil edilebileceğine inanıyor.

— Bu şehirde doğup büyüdüm, burada okudum ve tüm kalbimle onun Ukraynalı olmasını istiyorum. Böyle bir “kırık pencere teorisi” var. Ben tam tersini yaparım. Bahçelerine, meydanlarına özen gösteren orada düzeni koruyan insanları arıyorum. Bu tür yerlere sanat yapıtlarımı yerleştiriyorum. Tüm bunlar sanki şehirde gitgide çoğalan pozitif enerjiyi etrafa yayan bir aura gibi; biri çiçeklik yapıyor, diğeri başka bir faaliyetle uğraşıyor.

Usta, Doğu’daki düşman güçleriyle ön saflarda savaşan Ukraynalı askerlere başından beri yardım ediyor. Şimdiye kadar, garajdaki küçük atölyesinde yüzlerce silah, tank, makineli tüfek, soba ve askeri araç tamir edilmiş. Oleksandr, şehirde Ukrayna ordusuna aktif olarak yardım eden başka ustaların da olduğunu söylüyor:

— Arada patlamalar duyuluyor. Patlamalar devam ettikçe ben pes edemem. Yapamam, çünkü her an gece veya gündüz beni arayıp “Saşko, sana ihtiyacımız var!” diyebilirler. Hemen işe girişiyoruz. Bunu yapıyoruz çünkü dedikleri gibi “vse bude Ukrayina” (herşey Ukrayna olacak).

Kırık pencere teorisi
Amerikalı sosyal bilimciler James Quinn Wilson ve George Kelling tarafından 1982'de formüle edildi. Teori, düzen halindeki kamuya açık kentsel ortamlarda düzenin sürdürülmesi, daha ciddi suçların ve vandalizmin oluşmasını önlemek amacıyla izlenmesi anlamına gelir.
Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter

Askeri güçlerle işbirliği yaparken savaşı Oleksandr’ın gözünden gösteren bir ATO-sanatı (anti terör operasyonu sanatı) yaratma fikri doğdu. Heykeller mermi parçalarından, füze kalıntılarından ve diğer askeri hurdasından yapılmıştır.

— Bugün de, yarın da, yirmi yıl hatta muhtemelen yüz yıl sonra bile gelecek nesiller bunları görecek ve bizi düşünecekler. Bizim Ukrayna’mızı, ana vatanımızı savunmaya çalışırken onu öylece terk etmemeye çalıştığımızı anlayacaklar. Torunlarımın “Ukraynalıyım” diyebilmelerini istiyorum.

Oleksandr, Sievierodonetsk için en az birkaç düzine daha metal heykel yapmayı planlıyor:

— Şehrimde bir açık hava [heykel] müzesi yapmak için çok iyi bir fırsat yakaladım. Şehir sakinleri de yardım etmek istiyor. Bunların hepsi çalışmalarıma ilham veriyor; çevreyi dolaşmaya ve malzemeleri toplayıp buraya taşımama ilham veriyor.

Vatandaşların yardımıyla yapılan metal heykellerin resimleri “Sievierodonetsk Halkının Sihri” adlı fotoğraf albümünde toplandı.

— Tek başıma bu kadar çok şey yapamazdım. Katiyen yapamazdım. Etrafımda böyle insanların olması, yaşadıkları şehrin ilgilenen vatandaşların ve gerçek vatanseverlerin olması, bana bu şehir için, bu insanlar ve çocuklar için, güzel gelecekleri adına savaşma gücü ve ilhamı veriyor. Hem de her şeye rağmen.

Borıs Romanov. Ekslibris

Borıs Romanov yarattığı eserleriyle sadece Sievierodonetsk’te değil, tüm dünyada bilinen bir sanatçı; grafik sanatçısı ve ekslibris ustası (kitapseverlerin kitaplarının iç kapağına yapıştırdıkları üzerinde adlarının ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu özgün yapıtlardır — editörün notu).

Borıs’ın memleketi Drujkivka ilçesidir. 1972’de, Harkiv Sanat ve Endüstri Enstitüsü’nden (şimdiki Tasarım ve Sanat Akademisi) mezun olduktan sonra, Sievierodonetsk’te kendi evine sahip olabilmek umuduyla Azot kimya fabrikasında kendisine teklif edilen sanatçı-tasarımcı pozisyonunu kabul etti.

— Ekslibris sanatından neden mi hoşlanıyorum? Bu kadar minyatür bir alana upuzun hikaye sığdırılabilir. Ancak, bu işin püf noktasını bulup içeriğe bir anlam katmalısınız ki insanın kendine ait bir şeyi görebilme fırsatı oluşsun.

Borıs Romanov 400’den fazla ekslibris yarattı. Daha önce sık sık uluslararası sergi ve yarışmalara katıldı, çalışmaları Belçika’daki International Ex Libris Center’da, ayrıca da Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde özel koleksiyonlarda yer alıyor.

Ukrayna ekslibris kurucularından biri de sanatçı Andriy Vyunık. Ukrayna, 1994 yılından beri 1966’da faaliyetlere başlayan Uluslararası Ekslibris Dernekleri Birliği’nin (FISAE) üyesidir.

Usta, ekslibrisin her şeyden önce elit bir sanat olduğunu, bu nedenle bazen bireysel siparişler alsa da ekslibrisin genellikle önemli olaylar için yapıldığını söylüyor.

— Latince’den çevrilen ekslibris kelimesi, “kitaplardan” anlamına gelir. Bu terim ilk, kitap yazıldığı zamanda ortaya çıktı. O dönemde kitaplar el yazması oldukları için çok değerlilerdi. Çalınmasın diye kitaplara “bana ait” anlamını taşıyan bir tür damga vurulmaya başlandı. Ekslibris işte böyle ortaya çıktı.

Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter

Taras Şevçenko’ya ithaf edilen örnekler, Borıs Romanov’un ekslibrisleri arasında özel bir yere sahip. Bu kitap simgeleri, özellikle Taras Şevçenko Ulusal Müzesi, Ukrayna Ulusal Edebiyat Müzesi ve Kıyiv’deki Kitap ve Baskı Müzesi’nde saklanmaktadır.

— Yapıyorum çünkü hoşuma gidiyor, yapmak istiyorum. Geleneksel olarak 1986’dan beri Taras Şevçenko’nun doğum günü için bir kitap simgesini yapıyorum ve onu birine hediye ediyorum.

Kitap simgelerine ek olarak, Borıs ayrıca sulu boya ile resim yapıyor ve kartpostallar üretiyor. Ekslibriste oldu gibi her kartta yalnızca sanatçının bildiği, gizemli bir şeyin olması gerektiğini söylüyor. O zaman o kart insanlar için ilginç olacak çünkü yazarın içine kodladığı soruya bir cevap arayacaklar.

— Suluboya benim için bir tatildir, ruhuma mehrem gibi gelen bir tefekkürdür. Ekslibris ise daha çok zihnim içindir.

Borıs, eserlerine doğaya hissettiği yakınlıktan ilham bulur. Bir insanın nerede olursa olsun güzelliği bulabileceğine ve bu güzellikten esinlenerek onu fikirlere ve duygulara dönüştürebileceğine inanır. En sevdiği yerler arasında Sievierodonetsk’teki Siverskıy Donets Nehri ve Çıste Gölü sayılabilir.

— Burası benim toprağım, benim ülkem, ailem buralı (Ukrayna’lı —editörün notu). Hepsi bu kadar. Doğduğum yerde olmalıyım, buraya aitim.

İlan edilmemiş savaşın yarattığı tehlike ve yıkım nedeniyle, Sievierodonetsk şehri Lugansk bölgesinin il merkezi olarak kabul edildi. Bu durum, şehirde kültür gelişimi üzerinde olumlu etkiye yol açtı.

Merkez filarmonisi ve Dram tiyatrosu buraya taşındı, böylece turistler bölgeye akın etmeye başladı.

— Evet, kültür turizmi açısından çoğu turist bize geliyor. Kıyiv’den şehrimizi ziyaret etmeye başladılar. 2014 yılına kadar Kıyiv ve Lviv’den daha fazla insanın gelmesi gerekiyordu çünkü nedense oralardan bize pek gelen olmuyordu. Onun yerine, Moskova ve St. Petersburg’dan gelenler vardı. Ne yazık ki…

Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter

Borıs Romanov’un eserleri Sievierodonetsk Sanat Galerisi’nde de sergileniyor. Bu galeri daha önce bir konut binasının küçük bir odasında yer alıyordu ve “Halk Sanatları Sergi Salonu” olarak adlandırılıyordu. Yaklaşık on yıl önce, galeri modern adını aldı ve üç salonlu geniş bir mekana taşındı. Şimdi Ukrayna’nın farklı yerlerinden 200’den fazla ustanın resimleri, grafikleri, dekoratif ve uygulamalı sanat çalışmaları var. Burada özellikle Slobozhansk bölgesini temsil eden sanatçılarının eserleri var, mesela Lugansk, Donetsk, Lısıçansk, Rubijne’den.

Savaşın başlamasıyla birlikte 2014 yılında galeri geçici olarak kapatıldı. Galerinin direktörü Natalia İvanova yerel sanatçıların galerinin savunmasına geçtiklerini şöyle anlatıyor:

— 2014 yılı sadece Donbass’ı değil, ülke genelinde her şeyi kökten değiştirdi. Ama çok memnunum ve burada olayların başlamasıyla birlikte galeriden sadece bir sanatçının resmini geri almış olması durumu için diğer sanatçılarımıza minnettarım. Galeri olaylar üzerine kapatıldı ancak adeta savaşçılar gibi tüm sanatçılar çalışmalarını burada bıraktı.

Maryana Volska. Konuşma Kulübü

Galiçyalı Maryana Volska, Sievierodonetsk’te Ukraynaca konuşma kulübünün kurucusu olarak tanınıyor. 2018’de Maryana Lviv’den bu kimyagerler şehrine taşındı. O dönemde, daha önce hiç bulunmadığı Ukrayna Doğu’suyla ilgili duyduklarını hatırlayarak şöyle anlatıyor:

— Bu son derece güzel bir deneyimdi çünkü ne de olsa Doğulu insanlarla hiç iletişim kurmadım. Burada yaşayan insanlar nasıl acaba diye, bana benzeyip benzemediklerini her zaman merak etmişimdir.

Ayrıca, şehri yerlilerinin gözüyle görmek onu sonuna kadar keşfetmek için iyi bir fırsattı.

— Nasıl olacağını uzun süre düşündüm. Ama buraya geldiğimde her şeyi akışına bırakmaya karar verdim; tüm beklentileri, belirli durumlarda nasıl davranmam gerektiği gibi kişisel çıkmazlarımı vs. bıraktım. Kendimi her şeyi olduğu gibi kabul etmeye odakladım. Bu, insanın kendi özüyle yüzleşmesi ve kendini keşfetmesi için iyi bir fırsattır belki.

Share this...
Facebook
Twitter
Share this...
Facebook
Twitter

Buraya kendisini öğrenmek için geldi, ancak durum tersine döndü ve öğrenmek yerine başkalarına öğretmenlik yapabileceği, herkesin Ukraynacayla özgürce iletişim kurabileceği ve bilgilerini geliştirebileceği bir ortama ev sahipliği yapabilecek bir kulüp açmaya karar verdi.

— Bu fikir spontane bir şekilde ortaya çıktı ancak bir buluşma onun için çok motive ediciydi. Buradaki tanıdıklarıma rastladığımda bana tek bir şey sordular, Rusça konuşmaya geçmeyecek miyim? Hayır, bunu yapmayacağım dedim. Pek çok insanın Ukraynacaya ilgi duyduğunu fark ettim ve bu soru tabiri caizse benim bir numaralı sorum haline geldi. İnsanların Ukraynacaya nasıl tepki verdiklerini, bunun hakkında ne düşündüklerini ve böyle bir sorunun neden ortaya çıktığını araştırmaya başladım. Ve gördüm ki köylerde Ukraynaca konuşanlar şehre gelince mesela markete girdiklerinde Rusça konuşmaya başlıyorlar.

Sievierodonetsk’i Ukraynaya kazandırmak için bunca işi yapan yerel aktivistlerle görüşen Maryana onlara neden Ukraynaca konuşmadıklarını sordu.

— Cevabı şöyleydi: “Evet, olanlardan sonra denedik ama burada Ukraynaca konuşmaya başlarsan herkesin seni yabancı olarak algılayacağı bir ortam var”. Yani, sana karşı tamamen açık ve dürüst olmayacaklar.

Maryana, bir konuşma kulübü kurma fikriyle Ukrayna’nın doğusunda çatışma mağdurlarına insani, hukuki ve sosyal yardım sağlayan kamu kuruluşu Vostok-SOS’a yöneldi. Bu, çalışanlarının Sievierodonetsk’te tanıştığı ilk organizasyondu.

— Onlara şöyle bir öneride bulundum. “Ukraynaca konuşma kulübü kurmaya ne dersiniz? İngilizce olanı var, Ukraynaca kulübü de yapsanıza!” Bu önerime “İstiyorsan sen ilgilen!” karşılığını aldım ve böylece ben de bu işe girişmiş oldum.

Maryana, yerel halkın günlük hayatlarında, mükemmel olmasa bile Ukraynacayı çekinmeden konuşmalarını istiyordu. Kulübün kurucusu, birçok insanın ilk derse katılımını hatırlıyor. Ukraynaca dil kulübünün katıldıkları klasik yabancı dil kurslarına benzer olacağını düşünüyorlardı. Ancak, katılımcılardan bazıları burada kimsenin onlara dil bilgisi ve noktalama işaretlerini öğretmeyeceğini görünce, kulüpten ayrıldılar. Burada kültür, tarih, politika ve benzeri konular hakkında özgürce tartışabilen ve diyaloğa hazır olanlar kaldı.

— Din bilgisi, kültür ve siyaset bilimi gibi alanların üzerinde yoğunlaşan Ukraynaca konuşma kulübü kurmak gibi büyük bir arzum vardı. Çünkü bu, her kişiliğin temel bir dayanağıdır. Kültür, politika ve din hakkında bilgi sahibiyseniz, istediğinizde dünyanızı şekillendirebilir veya analiz edebilirsiniz ayrıca diğer insanların dünyalarını daçözebilirsiniz. Bu şekilde başlamamız aslında bizi böylesi iyi bir sonuca ulaştırdı. Artık sınıfta herhangi bir konu hakkında konuşabiliyoruz.

Kulübün üyelerinden Stanislav Tkaçenko, böyle bir kulübün açıldığını ilk öğrendiğinde buna inanamadığını hatırlıyor. Aynı zamanda, Sievierodonetsk’in Ukraynacayı bu kadar kolay kabul edeceğine, kulübün kendisinin uzun süre var olacağına ve sürekli olarak insan toplayacağına da inanamamıştı.

— Kelimelerin çevirisini seviyorum, içime siniyor. Ayrıca Ukrayna kültürünün ve geleneklerinin simgesel Aziz Andreas gününde yapılan veçornıtsi (müzik, şarkılar, şakalar ve ritüeller içeren Slav geleneksel toplantıları – editörün notu), Şevçenko gününü tüm gelenekleriyle yeniden anlamlandırılmasını da sevdim. Bu güzel bir şey. Çok geç de olsa ait olduğum bu kültürü tanımak güzel. 30 yaşındayım ama Ukrayna kültürünün bazı inceliklerini daha yeni keşfediyor ve öğreniyorum, ne yazık ki bunları daha önce bilmiyordum.

Kulübün başka bir üyesi, topluluğa katılma motivasyonunu şöyle açıklıyor:

— Sosyal ağlardan öğrenerek ilk derse geldim. Ukraynaca iletişimim yoktu. Telaffuzum tabiri caizse çok keskindi. Ukraynaca konuşmaya başladığımda herkes “Ah, konuşmasan iyi olur, anlamak çok zor” dedi. Ben de insanları uyardım “Ben artık geldim, burada bana biraz tahammül edeceksin.” Derslerin konuları birbirinden farklıydı: tarih, kültür, bizim Ukrayna geleneklerimize ait çeşitli bayramların tartışılması… Zamanla bu bayramları kulüpte kutlamaya başladık. Kulübe her gittiğimde içinde bulunduğum inanılmaz atmosfer ve bana yansıttığı duygular çok hoş. Ülkemizdeki durumu tartışmaya hazır, değişmeye hazır insanlarla çevriliyim. Bu yüzden içinde bulunduğum bu atmosfer beni içine çok çekiyor.

Kulübün açılışından bu yana, düzenli olarak derslere katılan ve kulübü aktif bir şekilde geliştiren 15 kişilik bir grup oluşturuldu. Örneğin gönüllüler, Aralık 2014’te Sievierodonetsk’e taşınan Luhansk Akademik Ukrayna Müzik ve Drama Tiyatrosu ile kendi alanında piknik yapmak için anlaştılar. Böylece, kulüp üyeleri tiyatro gösterilerine katılmaya başladılar ve Ukraynaca iletişimi daha geniş konu yelpazesini kapsadı. Bu yılın Mart ayında kulüp üyeleri, senaryosunun yazdığı “Dumı”(Düşünceler) performansını sunmaya başladılar.

Maryana, Sievierodonetsk’i yavaş yavaş değiştiriyor ancak şehir de onu değiştirdi. Kendini bulabildiği gibi gönlüne göre olan bir işi de bulabildiği yerin burası olduğunu söylüyor. Maryana, ruhsal ve zihinsel olarak kendisine yakın olan böyle insanların sadece doğduğu Lviv’de yaşamayacağını asla hayal etmediğini söylüyor.

— Bu şehrin gelişim potansiyeli insanlarıdır. Hala insanların üretken bir güç, topluluğun etkin ve aktif üyeleri olduğuna ve sürekli olarak karşılaştıkları sorulara cevap arayan insanlar olduğuna inanıyorum. Cevabı aradığınızda çevrenizdeki insanları değiştirirsiniz. Bir şehrin topluluğu aktifse yaşadığı yeri kendi düşünceleri, ihtiyaçları, eylemleriyle çevresel ve bölgesel olarak otomatikman değiştirecektir.

— Ukrayna her birimizdir. Hepimiz yarın her şeyin mükemmel olmasını arzuluyoruz. Ama tüm kalbimle istiyorum ki hepimiz yarını mükemmel hale getirmek için yapabileceklerimizi bugünden düşünelim.

Materyali hazırlayanlar

Ukraїner yazarı:

Bohdan Lohvınenko

Yazar:

Denıs Şabanin

Editör:

Yevheniya Sapojnikova

Düzeltici:

Olga Şçerbak

Yapımcı:

Natalka Pançenko

Karina Pilühina

Yapım asistanı:

Nataliya Vışınska

Yuliya Bezpeçna

Anastasiya Bondarenko

Viktoriya Kravçuk

Lidiya Bulyak

Fotoğrafçı:

Yuriy Stefanyak

Kameraman:

Pavlo Paşko

Nazar Salaban

Yönetmen:

Mıkola Nosok

Ses yönetmeni:

Pavlo Paşko

Senaryo yazarı:

Karina Pilühina

Tamara Lülçak

Fotoğraf editörü:

Katya Akvarelna

Transkripsiyoncu:

Roman Ajnük

Mariya Petrenko

Anna Yemelyanova

Alina Kondratenko

Olya Stuliy

Röportör:

Darına Şegda

Çevirmen:

Anna İbar

Çeviri editörü:

Valeriya Ercan

İçerik menajeri:

Katerına Şçepkovska

Keşif gezisini takip edin